Anne
Anne
Anne… sonsuzluk, derinlik, sevgi, şefkat, huzur ve mutluluk. Kısacası “anne” denildiği zaman insan için akan sular duruluyor değil mi?
Onları anlatmaya kelimeler yetmiyor! Onlara bir şey olacak diye ödümüz patlıyor. Şu an gündemde olan aslında bir şekilde hep karşımıza çıkan konu: bir “anneye” küfür, hakaret içeren yorumlar, saygısızlıklar. Bunların sonu hiç yok. Bir şekilde hep yaşanıyor.
Siyaset camiası da bundan çok nasibini alan bir kesim. Son örneği: İçişleri Bakanımız sayın Süleyman Soylu Bey’in hasta annesi için yapılan çirkin yorum!
Sonrasında haklı olarak aranan “adalet”.
Anne söz konusu olunca ister bakan ol, ister normal bir vatandaş ol tepki aynıdır. Sadece farklı olan, tanınan ismin annesi için yapılan bir yorumu herkesin okuması ve bunu yapan kişinin adalet önüne çıkarılıp elini kolunu sallayarak serbest bırakılması!
Sonrasında sayın Süleyman Soylu’nun haklı isyanı!
Çünkü söz konusu bir “anne” ve bakan makamı gözetilmeden edilen haklı isyan!
Muhatap olan adalet bakanının yaptığı açıklama!
Şunu sormak istiyorum sayın Abdülhamit Gül’e küfür ve hakaret edilen kendi annesi olsaydı? Bu adalet sistemi o kişiyi de böyle rahatça serbest bırakacak mıydı?
Ve adalet bakanı da çıkıp “ya hukuk sistemi böyle, ne yapalım ben karar vermiyorum” rahatlığında konuşma yapılabilecek miydi?
Kutsal emanetimiz abnelerimiz üstünden edilen hakaretler, küfürler için niye bizim hukuk sistemimizde bir ceza yok?
İstesek böyle cezaları yaptırabilme, uygulayabilme gücümüz var.
Neden benim ülkemde küfür ve hakaret edenler özellikle ailemize (kendimizi katmıyorum) hiçbir ceza almıyor?
Neden benim ülkemde tecavüz edenler bile serbest kalıyor?
Neden benim ülkemde kadın cinayetlerinin önüne geçilmiyor?
Neden neden neden?
Bu üç konunun ortak teması kadın ve anne.
Lafta hani bu hukuk ve adalet sistemi kadının yanında!
Bu şekilde bir adalet sistemi ve bunun başında ki başarısız bir bakan ile biz olmayan adaletin türküsünü çok çalarız!
Diğer bir konu: aynı partili iki bakanın bu atışmasına, hemen bazı davalı partililerden tepki geldi!
Dava arkadaşı ile niye bunu gizli kapaklı halletmedi değil mi?
Birincisi en büyük dava “ana”dır. Anası olmayanın, onun değerini bilmeyenin davası zaten olmaz. Gerçek dava adamı olmaz!
İkincisi: sayın Süleyman Soylu o tepkiyi bir bakan olarak vermedi! Normal bir vatandaş olarak sitemini dile getirdi. Şahsi kendi özel bir ayrımcılık isteği veya torpil beklentisi değil. Hasta anası için yazılan o küfürlerin hesabının sorulmaması ile yapılan bir paylaşım! Ve sonuna kadar haklı bir paylaşım!
Belki de hani bu yeni adalet sistemi gelecek ya belki bunları da ekleyin sitemidir kim bilir?
Hep ne diyoruz:
Türkiye’de adaletin olmadığı tek yer adalet saraylarıdır!
Yani: WHERE IS THE ADALET…???