Avrupa Gâvurunu Kendimize Güldürüyoruz!

Yılbaşı çılgınlığı dolayısıyla; binlerce çam fidanının sökülüp atıldığı, ağaç katliamlarının acımasızca gerçekleştirildiği günlerdeyiz. Fakat çevrecilerden ses yok.…

Örf ve adetlerimizde olmayan; milli ve manevi değerlerimize ters düşen “Yılbaşı Çılgınlığı” halkımız üzerinde bir “kangren” gibidir.

Samsun İl Müftüsü Veysel Çakı hocamı kutluyorum. Veysel bey, Piyango ve yılbaşı kutlamaları hakkında açıklamalarda bulunan “Piyangonun veya kumarın millisi olmaz. Ben bu kelimeden de rahatsızım. Bizim mili diye bir piyangomuz söz konusu olamaz. Bu haramdır” dedi.

Yine yılbaşı ile ilgili olarak Nurettin Yıldız hoca, “Yılbaşı kutlamaları, mezarı ebedi istirahat yeri sanan anlayışın ürünüdür. Ömrün muhasebesini yapan ve hesap vermeye hazırlanan aklın ürünü değildir” diyor.

Sevgili kardeşlerim, yılbaşı kutlamaları; alkol, zina ve şiddete mehilin arttığı, ayrıca kapitalizmin cebini doldurduğu bir günden başka bir şey değildir.

Bizim mahalle ”Diriliş Ertuğrul” mu, yoksa ”kuruluş Osman” mı diye tartışa dursun, ülkemizde yılbaşı çılgınlığı tam gaz. Süslenmiş çamlar ve papazlar her yerde. Öyle böyle değil, bizim mahallenin tarlaları Hristiyanlar tarafından iyice sürülmüş. Roma mı burası İstanbul ‘mu belli değil.

Türkiye’de Noel kutlamaları Müslümanlar tarafından herhangi bir Hristiyan ülkesinden daha fazla rağbet görmektedir. Sistemli bir şekilde halkın zihnine yerleştirilen “masum yılbaşı” algısı her türlü haramın kapılarını ardına kadar aralıyor.

Basit bir takvim olayı neden kutlanır, Kutluyorsak neden Hristiyanlar gibi kutluyoruz?

Müslümansanız Hicri Yılbaşını kutladınız mı?

Biz Noel değil yılbaşı kutluyoruz diyorsanız, o Noel baba kostümleri, o çam ağacı süslemeleri, o hindiler ne oluyor?

Batının zihin işgal araçlarından biri yılbaşı kutlamaları. Toplumlar kendilerinden güçlü olan milletleri aşağılık kompleksiyle taklit ederler ve bu onları daha da zayıflatır, onları diri tutan, onlara güç veren değerlerden uzaklaşırlar.

Türkiye’deki yılbaşı kutlamaları Avrupa ülkelerini geride bırakacak hale geldi.

Avrupa’nın kültürüne onlardan daha fazla sahip çıkıyoruz. Kimi komünist ülkeler “batı kültürü” diye yılbaşı kutlamayı yasaklarken biz Müslümanlar ne haldeyiz! Avrupa gâvurunu kendimize güldürüyoruz.

Hayatından bir yıl geçen Müslüman’ın vur patlasın çal oynasın şeklinde eğlenmek yerine, geçmişe ait bir öz eleştiri yapması, kendisini hesaba çekmesi, yaptığı hata ve günahlara ağlaması, tövbe ve istiğfarda bulunması; gelecek için de öncelikle kendisinden başlamak üzere iman selameti, sağlık, sıhhat ve afiyet istemesi lazımdır.

“Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru” (Bakara, 201).