“Bir lokma bir hırka” ya ne oldu ?
Sabah namazı sonrası sosyal medya da olup bitenlere bakarken bir paylaşım dikkatimi çekti.
Bir kardeşimiz; “Müslümanların yıllarca her alanda verdiği başörtüsü mücadelesi bugün varılan nokta da “çağdaş dünyada bize de yer verin, pay verin” mücadelesiymiş gibi görünüyor. Kazanıldı da. Başörtüsüyle lüks, moda, şatafat, şov, dans, müzik vs. bu mücadelenin gayet doğal neticesiymiş gibi algılanıyor. Yadırganacak/kınanacak bir durum yokmuş gibi herkes rahat” şeklinde paylaşımda bulunmuş.
Aslında gönlüm paylaşımı kabul etmemekle birlikte, “Bir yönüyle” katılmamak mümkün değil. Zira özgürlük mücadelesi sonunda doymak bilmeyen nefisler, pastadan pay almanın tadına varınca işler mecrasını değiştirdi. Güç sarhoşluğu her şeyi mecrasından saptırdı. Başörtü mücadelesiyle iktidar elde edenler maalesef Feminizmi sahiplendiler.
Aslında asıl soru şu: Başörtüsü mücadelesi verenlerin yer almak istedikleri çağdaş dünya neresiydi? Nasıl bir çağdaş dünya tahayyülleri vardı da moda, lüks, şatafat o dünyanın doğal neticesi oldu? İtikat ile mücadele varsıllıkla ters orantılı mıydı?
Başörtülü kardeslerimizin iğrenç ve müsrif eğlenceleri, başımızdaki bir temsildir asıl olmak zorundayız.
İsmet Özel; “İslam’da başörtüsü namuslu ve şerefli olan kadınların hakkıdır!” diyor.
İsmet Özel’ e katılmakla birlikte bu ifadenin de ağır olduğunu düşünüyorum.
Nefse hakim olamamak gibi bir gerçek var ortada. Mesela zinanın muhafazakar erkeklerce de çok doğalmış gibi işlenmesi gibi bir durum var. Kadınlar makyajla satafatla yoldan çıkıyor, erkekler de yukarıda belirtilen hususla. Her iki durum da fıtrata göre günah.
Her iki tarafında muaf görmediğini varsayıyorum. Ama fitrat vurgusu yaptım. Maalesef tesir altındalar ve normalleşiyor. Diğer günahlara fetva bulunduğu gibi.
Herkes nefsiyle mücadeleyi kazanabilseydi zaten şimdi başka şeyleri konuşuyor olurduk.
Lükse, şatafata, makama, mevkiye karşı durmak çok imkansız birşey değil, biraz ilim biraz vicdan yeterli.
İşte o nedenle diyorlardı ki, dinini yaşayana kimsenin bir şey dediği yok. Siyasete alet edilmesine izin vermiyoruz. Şimdi sanırım daha iyi anlaşılıyor.
Bahsettiğimiz zümre zamanında biz muhafazakar kesimiz diyordu. Aslında hiç bir şeyi muhafaza edemedikleri ortaya çıktı.
20 yıl önce diğerinin yapmadığını da özgürlük adına yapanlar var . Her kesimde ciddi savrulma var. Kalite düşük, fikir üretme, kültürel gelişme yok. Çünkü bu da bir tercih.
Başörtüsü nasıl bir emir ise, diğer emirlerde aynı şekilde uygulanması içindir. Bir seçenek hakkı doğurmaz. Her bir emir istenildiği gibi uygulanmaya çalışılmalıdır. Başımı da örterim, makyajımı da yaparım, dansımı da ederim, flörtde ederim diyenlere tavsiyemdir; “Kuran’ı Kerim’i yeniden okusunlar.
Ama yine de, inancı gereği başörtülü bacılarımız eğitim hakkı istediklerini, sadece inancı sebebiyle” ötekilestirilme”mücadelesi verdikleri düşüncesiyle, genelleme yaparak, sosyal medya görgüsüzlerinin yaptıklarının bedelini bunlara kesmeyelim.