Bugünden şikayet edenler geçmiş dönemlerin hortumcularıdır!

Bugünden şikayet edenler geçmiş dönemlerin hortumcularıdır!

Sosyal medyada ekonomi üzerine yapılan algı operasyona son noktayı başkanımız Recep Tayyip Erdoğan koymuştur.
Erdoğan; “105 milyar dolar rezervimiz var, Türkiye dimdik ayakta. Kimse halkı yanıltmaya çalışmasın”.

Libya’da Fransa’nın kuyruğuna basıyorsun, Türkiye’de Albayrak istifa etsin diyorlar. Suriye’de Esed’in kuyruğuna basıyorsun, Türkiye’de “Banko Esad’cıyız” diye haykırıyorlar. Ayasofya Camiini yeniden ibadete açıyorsun, oturup Yunanla ağlıyorlar.

Erdoğan gittiğin de herşey güzel olacaksa eğer neden Erdoğan gelmeden bu Millet tüp hastahane ilaç emekli maaş kuyruklarında ölüyordu? Neden 3 yılda bir ekonomik kriz on yılda bir darbe oluyordu? Bankalar hortumlanıyordu? Çünkü bugünden şikayet edenler o günün hortumcularıydı.

Pandemi ile ivme kazanan bir süreç vardı. Küresel baronlar ile ulusal devletlerin kavgası.
Paraya hükmeden baronlar ekonomik kıskaç ile önce ulusal devletleri boğacak ardından ekonomik kriz sosyal krize çevrilecek. Toplumsal olaylar göreceğiz. Demokrasisi ve ekonomisi güçlü, bilime, eğitime, kültüre, teknolojiye ve tarıma akılcı yatırım yapanlar direnebilecek. Milletçe dayanışmayı bilenler dayanacak.

İçerde ki hainlere devletimiz fırsat vermeyecektir. Millet olarak bizde sağduyulu ve tahriklere gelmeden bu süreci atlatacağız. Boş, beleş veya yersiz, zamansız gündemlerle, sazan gibi atlayıp bir birimize düşmeyeceğiz. Atılması gereken adımlar zaten devletimiz zamanın geldiğinde atacaktır.

Bu tür zamanlarda kaygılanmak, endişe duymak normal. Bu yönde kaygılar dile getirilebilir. Fakat geçmişe dönüp baktığımızda 18 yıldır “her ne pahasına olursa olsun AK Parti’den kurtulmalıyız” lobisi hiç durmadı. Nelere umut bağlamadılar ki. Geçmişte ordu göreve pankartları açanlar, kapatma davası ile “bu sefer tamam” diyenler, 27 Nisan e-muhtırasını alkışlayanlar, Gezi’de “altı ay alışveriş yapmayın ekonomi çöksün” diyenler, FETÖ’nün yargı darbesinden medet umanlar, MİT tırları operasyonu ile Türkiye’yi savaş suçlusu ilan etmeye kalkışanlar, 15 Temmuza bel bağlayanlar, Suriye’de PYD/YPG’ye arkadaşlar diyenler, sınırlarımızı güvence altına almak, toprak bütünlüğümüzü korumak için yaptığımız harekatlarda hezimet yaşamamızı bekleyenler, Libya’da darbecilerin yanında duranlar, Mavi Vatan’da Yunan tezlerini savunanlar hep hayal kırıklığına uğradılar, biz inandığımız yolda milletimizle beraber her engeli aşarak yürüdük. Şimdi dövizdeki artışa bel bağlayanlar yine hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Bunlara öneriniz ne diye sorsak, ekonomi için IMF’yi adres gösterecekler ve “Türkiye olarak iddialarınızdan vazgeçin” diyecekler.

Bugünden şikayet edenler daha kötülerini atlattığını göz ardı etmesin.

Selam ve dua ile…