Dirilişin kaynağı tarih şuuru
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bölgesel güç olma yolunda yürüyüşüne kararlılıkla devam eden Türkiye, tarihindeki zenginliklerini kuşanarak gücüne güç katıyor. Malazgirt’ten Çanakkale’ye, Kut’ül Amare’den İstanbul’un Fethi’ne birçok tarihi destanımızın hafızalara ve yüreklere yeniden nakşedildiği günümüzde, Ayasofya ve Kariye Camii gibi tarihi öneme haiz ibadethanelerin kapıları yeniden ümmete açılıyor. İstanbul’un fethi, mitingvari şekilde dev platformlarda geniş […]
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bölgesel güç olma yolunda yürüyüşüne kararlılıkla devam eden Türkiye, tarihindeki zenginliklerini kuşanarak gücüne güç katıyor. Malazgirt’ten Çanakkale’ye, Kut’ül Amare’den İstanbul’un Fethi’ne birçok tarihi destanımızın hafızalara ve yüreklere yeniden nakşedildiği günümüzde, Ayasofya ve Kariye Camii gibi tarihi öneme haiz ibadethanelerin kapıları yeniden ümmete açılıyor.
İstanbul’un fethi, mitingvari şekilde dev platformlarda geniş katılımlarla daha görkemli biçimde kutlanıyor. Osmanlı’nın en zor döneminde Irak’ın Kut bölgesinde Tümgeneral Townshend komutasındaki İngiliz birliklerinin teslim alınmasıyla kazanılan Kut’ül Amare Zaferi, her yıl törenlerle anılıyor. Tarih konulu dizi ve filmlerin bizzat devlet tarafından desteklendiği mevcut süreçte “Diriliş Ertuğrul” gibi yapımlar izlenme rekorları kırıyor ve yurt dışına ihraç ediliyor. Osmanlı ve Selçuklu coğrafyasındaki eserler de TİKA ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından ihya edilerek eski azametine kavuşturuluyor. Alanında uzman tarihçiler, Türkiye’nin geçmişindeki zenginlikleri keşfedip manevi servetini artırdıkça maddi güce ulaştığını söylüyor.
İman şuurundan sonra tarih şuuru gelir
Tarihçi Yazar Yılmaz Altunsoy, “Bizim tarihimizi 100 yıllık Cumhuriyetle başlatmak köksüzlüktü, bu yanlıştan dönüldü. Bizim milletimiz bu coğrafyada en az bin yıldır vardır ve hem İslam’ın liderliğini yapmıştır hem de saldırılara karşı göğsünü siper ederek bu topraklara kök salmıştır. Bugün önemini daha iyi anladığımız Mavi Vatan’a da asırlardır kök salmışızdır.” dedi. Ülkemizin tarihte Akdeniz’i Türk gölüne çevirdiğine vurgu yapan Altunsoy, “Dolayısıyla bizim ileriyi daha iyi görebilmemiz için geçmişten dersler çıkarabilmemiz lazım. Geçmişten ders çıkarabilmek için ise tarihimizi çok iyi bilmemiz gerekmektedir. Şu iyi bilinmelidir ki iman şuurundan sonraki en büyük şuur tarih şuurudur.” diye konuştu.
En büyük eksiğimiz tarih şuuruydu
Haçlı Batı’nın toplumlarına tarih şuuru aşılama konusunda oldukça başarılı olduğuna değinen tarihçi Altunsoy, “Buna en güzel örneklerden bir tanesi İngiliz General Allenby’dir. Filistin Cephesi’nde özellikle 7’inci ordunun gafletiyle Osmanlı ordularını tarumar ettikten sonra Şam’a giderek Selahaddin Eyyubi’nin mezarına ayağını koymuş ve ‘Ey Selahaddin kalk! Yine biz geldik’ demiştir. Yani 12’inci asırda Kudüs’ü tekrar İslam memleketi haline getiren Selahaddin Eyyubi’den bir İngiliz, yaklaşık 700-800 sene sonra hesap sormaya kalkışmıştır. Bu onların tarih şuurudur. Yine Allenby’nin İstanbul’un işgali zamanında işgal kuvvetlerinin başında, Fatih Sultan Mehmet gibi beyaz bir at üzerinde çıkmıştır. İslam düşmanı olan Batılı güruh milletine çok iyi bir tarih şuuru aşılamaktadır. Ancak onyıllardır bu Türkiye’nin en büyük eksiğiydi.” sözlerini sarf etti.
Kök saldığımız coğrafyamızda yıllardır millet olarak zaferlerimizden bîhaber kaldığımızı ve bazı kesimlerin bu zaferlerden utanacak hale geldiğini belirten Tarihçi Altunsoy, tarihimizde asla utanılacak bir şey olmadığını kaydetti. “Bu toprakların tapusu 1071’dir, 1453’tür.” diyen Altunsoy, şöyle devam etti: “Biz bu zaflerlerin manasını kavrayamazsak, Batılıların empoze ettiği yalan tarihe kanarız ve kendi zaferlerimizden utanacak duruma düşeriz. Anadolu’nun 1071’de ilk defa Türk ve İslam’laşmasıyla başlayan hareket, 1453’te bu devletin bir cihan devleti olmasıyla taçlanmıştır. Elhamdülillah biz, Ayasofya Camii’ni açmakla muazzam hazinelerin de maddi terakkisinin anahtarlarını elimize geçirmiş bulunuyoruz. Bunun ilk örneği de Karadeniz’deki keşif olmuştur. Biz tarihimizin bu değerli derinliğine ulaştıkça, Akdeniz’in, Karadeniz’in ve tüm bölgemizin derinliklerindeki değerlere ulaşacağızdır inşallah.”
Tarihe yeniden yön veriyoruz
Gazetemiz Akit’e konuşan Tarihçi Zafer Bilgi, Malazgirt Zaferi’nin 949’uncu yıldönümünün Ahlat’ta görkemli şekilde kutlanmasının çok büyük bir anlamı olduğunu söyledi. Zafer Bilgi, “Bugünlerde Malazgirt Zaferimizin yeniden hatırlanması ve devlet erkaniyla bu konuya sahip çıkılması ülkemizin kadim köklerini keşfetmesi adına oldukça önemli bir hadisedir. Ülkemiz son dönemde aldığı kritik kararlar ve yapılan etkili atılımlar ile üzerindeki küllerini sıyırmakta bir nevi. Küllerinden sıyrılıp geçmişiyle buluşan Türkiyemiz yeniden tarihe yön veren konumuna doğru ilerlemektedir. Bu kadar köklü ve anlamlı bir geçmişe sahip olmanın bahtiyarlığı bir tarafa bu kadim medeniyetin motivasyon kaynağı olarak görülmesi de elzemdir.” dedi.
Bugünleri tarih yazacak
Bilgi, sözlerini şöyle noktaladı: “Bugün Ayasofya’dan yükselen niyazlar Elhamdülillah, Ahlat’ta, Malazgirt’teki coşkuyla harmanlanmakta ve tarihin içerisinde bir süreç yasanılmaktadir. İnsanlar tarihin içerisinde olunca bazen süreci algılamakta güçlük çekebilmektedir. Bugün yaşananlar ve yaşanacak olanlar, yakın gelecekte tarihin altın kaplı sayfalarında yerini alacaktır.”
Content retrieved from: https://www.yeniakit.com.tr/haber/dirilisin-kaynagi-tarih-suuru-1370230.html.