“Kaba saba” olmak gibi “ılık” olmak da mezmumdur!
“Kaba saba” olmak gibi “ılık” olmak da mezmumdur!
Kaba, softa, ham yobaz, kuru gürültücü tipleri hiç sevmem. Çünkü din, insanı inceltmek ve yüreğine merhamet koymak içindir. Dinin nefsini eğitemediği kişi için din bir oyuncaktır, kendi huzursuzluğunu dış dünyaya yansıtma biçimidir.
‘Müjdeleyiniz, korkutmayınız’ ilahi hitabını dikkate alarak kendi nefislerimizi ve kendi haklılıklarımızı mesele haline getirmemeliyiz.
Mutlak İslam tepeden tırnağa zerafettir. Ama küfür karşısında sümüklülük de değildir.
Günümüzde bazı zihniyet vardır; bunların küfre, İslam düşmanına hiç sözleri, eleştirileri olmaz. Çiçek böcek kelebek. Sevgi pıtırcığı bunlar…
Elbette “kalp kıran kaba sözler, ancak gâfil ve hantal kalplerden çıkar. Bu sebeple bir insan hem dindar hem de kaba, geçimsiz ve nezâketsiz olamaz. Zira İslâm’ın özü; îtikadda tevhîd, amelde ise edeptir.
Ancak hiç kimse Allah’tan ve Peygamberinden daha merhametli değildir. Allah’ın ve Rasulünün hoş görmediğini de hoş göremezsiniz.
Özgüvensiz, mıymıntı Müslümanlık anlayışımızdan sıyrılmalıyız artık. İlahi kader, kafamızı taşlara vura vura biraz yontarak zaten bünyemizde mevcut olan Ömeri öfkemize Ömer’in (ra) adaletini de eklemeli.
Yapmayın arkadaşlar!
Birileri eşcinseli kendi kıçsal meselesini topluma dayatsın. Öbürü ortalıkta ilişkiye girsin. Bir diğeri Allah’a, kitaba, peygambere saldırsın. Öteki metroda hastanede başı örtülülere saldırsın.
Hoş görelim, yumuşak olalım öyle mi?
İslam sadece ilk Mekke dönemi gibi sanmayın. Hicret, Bedir, Uhud, Hendek, Beni Kureyza bunlar sizin için çiçek böcek olmamış gibi davranıyor, kulağınızın üstüne yatıyorsunuz.
Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti’nin tabiriyle “cennetlik mübarek koyun” olma dönemi bitmeli, bize tokat atana diğer yanağımızı uzatmaya devam etmeyelim artık.
Halbuki pısırık hal ve fikir dünyamızdan dolayı hala zihinlerdeki iktidarı ele geçiremedik. Hal böyle olmasa, hastahanede marmaray’da veya otobüste bir tesettürlüye kim dil uzatma cüreti gösterebilirdi?
“… Şu hakikat hiç unutulmamalıdır ki, tevâzû ve mahviyete bürünmenin gerekli olduğu durumlarda kibre kapılıp böbürlenmek, nasıl çirkin bir tavır ise; vakar vasfındaki tekebbürün câiz ve hattâ lüzumlu olduğu durumlarda tevâzû göstermek de zillettir.” (Osman Nuri Topbaş Hocaefendi)
Selam ve dua ile…