Karşıyım karşı, her şeye karşı!
Karşıyım karşı, her şeye karşı!
Ben Adanalıyım!
Hakkari’de yapılan üniversitede okumadım, Malatya Elazığ arası yapılan yolu kullanmadım, Mersin’de yapılan şehir Hastanesi’nde tedavi olmadım.
Bütün bunlar neden yapıldı diye karşı mı çıkmalıyım?
Bizde, “eserlere karşı çıkmak, engellemeye çalışmak” bir âdettir, gelenektir. Türk siyasetinin kronikleşmiş hastalığıdır.
Dün “Köprülere, barajlara, otoyollara” muhalefet etmek, “siyaset” sanılıyordu. Aradan yıllar geçti… “Karşıyım karşı, her şeye karşı” lobisi, hiç değişmedi.
Ancak bütün karşı çıkışlara rağmen elhamdülillah “muhteşem” eserlere imza atılıyor.
Türkiye, yıllardır geniş coğrafyada son derece akıl dolu jeopolitik atılımlar yapıyor. Sessiz, kararlı… Suriye, Irak, Karabağ, Akdeniz, Kızıldeniz, Libya ve Ege’de kendi güç ve coğrafya duruşunu, tanımını üretiyor.
Anlamsız ve sırf karşı çıkmak adına insanların bilgi eksikliğini suistimal odaklı söylemlerde bulunmayınız.
Yatırımların önceliği, zamanlaması, ve fayda beklentileri detaylı olarak günlük ucuz siyaset ötesinde ele alınmalı.
Her icraatı mantıklı/mantıksız eleştiriyorsunuz, hakkınız da olabilir. Ama 1915 Çanakkale Köprüsü’nü bari eleştirmeyin lütfen. Çünkü bu köprü sadece 4 direkten, asfalttan ibaret değil. Bu köprü;
Stratejik şahlanış, Haçlı’ya verilen mesaj. Dünya’nın birleşip geldiği mübarek toprağının geçit vermeyen kapı kilidi…
Çanakkale Geçilmez diyen cesur, şerefli atalarımızın zafer nişânesi…
Daha 13-15 yaşında tereddütsüz ölüme giden vatan evlatlarının mezar taşı…
İslam sancağının dikildiği vatan toprağının süsü.. Seyit onbaşının sırtındaki dünya yükü bu köprü..
Cevat Paşa’nın Dünya’ya meydan okuyuşu..
Velhâsılı; şan, şeref, kan hakkı bu köprü…
Selam ve dua ile…