Usulsüz vusul olmaz
Usulsüz vusul olmaz
Son günlerde İran’daki “sarık düşürme, çarşaf tartaklama” olaylarını sosyal medyada sıkça servis edildiğini görüyoruz. Bizim ülkemizde de bu ilkel davranışı marifet sanarak, pişmiş kelle gibi gülerek paylaşanları esefle seyrediyoruz.
İran rejiminin İslami bir nizamı temsil ettiğini hiçbir zaman düşünmedim. Lakin bu tür eylemler gerçekten incitici. Çünkü sarık ve tesettür Müslümanların dinen değerli buldukları giysilerdir. Hangi ülkede olursa olsun, bu hoyratlık içimizi acıtıyor. Rejim eleştirisi kişilere saldırı hakkı vermemeli.
Bu rastgele kabalık , seçimsiz saldırganlık, varsayımsal öfke gerçekten çok kaba bir davranış. Sadece yüz yıl önce hepimizin evinde olan bu kıyafetlere karşı bu öfke çok abartılı ve ölçüsüz.
Aslında Muhammedi İslam düşmanı küresel çete ve taşeronları İran üzerinden aziz islam’a savaş açtıları aşikar.
İçimizdeki reziller de, ırk’çılık, sanat, özgürlük vs. adına ilahi değerlere kuduz köpek gibi saldırarak küresel çetenin taşeronluğuna soyunmaktalar.
Aslında olanlar bizim gördüğümüzden / gösterilenden daha büyük. Herkes çok uyanık olmalı.
Elijah Muhammed beyaz adamın ırkçılığını taklit ederek İslâm’ı ırkçı bir din olarak anlattı. Malcolm X kardeşliği esas alarak davet edersek din huzur ve barış vasıtası olur, dedi.
Herkes kendi kuralını dayatırsa hayat çekilmez olur…
İnsan, insanın kurdu değil; umududur. ‘O’na yakın olmak için vesile arayın.’ emri var. Vesile, yol demek. Kendi vesileni arayacaksın.
Tüm mesele iyi bir insan olmak.
Düşmanın taşı değildir, dostun gülü’dür canımızı yakan.
Düşmanın yaptığını yapmaz. Budur, Müslümana yakışan.
Hakikati bilenler bilirler “Üslub-u beyan, ayniyle insan”.
“Usûlsüz vusul olmaz” Hani nerede? Bu düstura uyan.
Müslümanın ödü kopar bir Müslüman gönlü kırmaktan…
Selam ve dua ile…