Ya Yüzümüzü Özümüze Çevireceğiz, Ya Yönümüzü Kaybedeceğiz
Ya Yüzümüzü Özümüze Çevireceğiz, Ya Yönümüzü Kaybedeceğiz
İnsanoğlu farklı olmaya çalışmanın yoruculuğundan sıyırıp da yüzünü ona ikram edilene; “öz”üne döndüğünde ne kıymetlidir.
Toplum fikri rölativizm bataklığında can çekişiyor. Özümüze ulaşalım derken hakikati, yönümüzü mü kaybediyoruz acaba?
Muhafazakâr ve seküler sınıf el ele vererek yeni bir tüketim kültürü oluşturmuş, nargile kafelerden babyshower partilerine, instagram tesettürcülerinden çay romantizmine kadar bir dünya “garabet” tam bu boşluktan sızmış hayatımıza zamanla.
“Kâbe’nin önünde evlilik teklifleriyle, hayatı “romantik ve dini” bir şeymiş gibi kurgulayan “pempe dindarlar”la, “abdest suyunu şalımla kurulamak istiyorum” diyenler, duvarlarında hat levhaları asılı kafelerle, romantik Bosna, Kudüs gezileriyle devam etti o yol.
Çukurambar’da, Başakşehir’de başlayan o yaşam kültürü ülkemizin her yerine sirayet etmiş; kendi tüketim kültürünü, kendi yaşam formasyonu üretmiş bir “sosyal gerçeklik” olarak yoluna devam ediyor.
Daraldıkça daraldık salt gündelik politika dilinin içine hapsolduk. Bugün, gündelik politika konuşmak dışında hiçbir şey yapmadığımız için beynimiz süngerleşmiş haldeyiz. Çarpılmış, hatta çarpıtılmış bir zihinsel düzleme geldik oturduk.
Asıl meselenin ne olduğundan habersiz, herhangi birini her an “hain” ilan etmeye hazır, hakikatin tek sahibinin kendisi olduğunu düşünen milyonlar. Başımıza geleni konuşmanın bile “risk almak” anlamına geldiği tuhaf bir yere geldik.
Yönümüzü özümüze döndürebilirsek elbet hakikatin izini de sürebilir, izinden de yürüyebiliriz. Öz’üne dönebilen dolasıyla yönünü tayin edebilen öncü adamlara olan ihtiyaç, her geçen güne göre daha fazla.
Lakin, hâlâ ısrar ederek, bataklığın ve batmanın farkına varamıyoruz.
Garip, çok garip belki daha da garip olacak her şey.
Sular yokuşa yollar çöküşe, ya yüzümüzü özümüze çevireceğiz, ya da yönümüzü kaybedeceğiz.
‘Yönünü kaybedenler apaçık hakikatlere bön bakmaya başlar.
Ön alabilecek şahsiyetler yönünü ve yörüngesini kavî kılmış olanlardır.
Selam ve dua ile…