Yarın çok geç olabilir!

Vakti zamanında adamın birinin bir devesi varmış. Sahibinin her isteğine boyun eğen, onun git dediği yere giden, sırtına vurduğu her yükü taşıyan bir deve işte. Günün birinde adam yine devesinin sırtına binmiş, “Yürü ey deve” diye seslenmiş.

Rivayet odur ki deve Allah’ın izniyle dile gelmiş:

“Bunca yıldır seni sırtımda taşıyorum, bir kez bile sözünden çıkmadım. Ne dediysen yaptım. Beni incittiğin, hırpaladığın zamanlar da oldu. Bunlar için benden bir helallik almadan Allah’ın huzuruna gitmeye korkmuyor musun?” diye sormuş sahibine…

Adamın beti benzi atmış.

Devenin sırtından inmiş, karşısına geçmiş ve “Eğer sana bir haksızlığım olduysa, seni incittiysem bana hakkını helal et” diye yalvarmaya başlamış.

Edersin, etmem pazarlığı epey sürdükten sonra deve ikna olmuş ve sahibine “Sana her hakkımı helal ederim ama bir hakkımı helal etmem” demiş.

Adam şaşırmış, “Helal etmeyeceğin kusurum nedir ki?” diye sorunca deve canını en çok yakan olayı anlatmaya başlamış.

“Zaman zaman benim yularımı eşeğe bağladın, eşeği bana rehber ettin ya hani. İşte o hakkımı helal etmem” demiş.

“AK Partiye gönül vermiş, 17 yıldan bu yana daima destek olan vatandaşın meselesi de anladığım kadarıyla devenin meselesidir.

15 temmuzda canını Cumhurbaşkanımıza kurban ettiler amma, partinin içindeki riya, gösteriş budalası bazı kişileri görmemek imkansız.

Bu davaya gönül vermiş kişiler kahrından ölüyorlar. Dava için Reis için canlarını vermeyi esirgemeyen insanların yularını bu e….. bağladığı için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a haklarını sanırım helal etmezler.”

Vatandaşa tepeden bakan, vatandaşı hiçe sayan siyasetçileri vatandaş siyasetten siler.

Bir seçmen, bir vatandaş olarak siyasetçilerden ilgi , alaka beklemek doğal hakları olduğunu düşünüyorum . Eğer vatandaşa değer vermezsen vatandaşta seni değersiz duruma düşürür. 31 Mart’ta, 23 Haziran’da olduğu gibi.

Daha fazla olmadı bundan bir kaç ay önce yani Ramazan ayında Adana’dan bir arkadaşım aradı. Benimde yönetiminde bulunduğum Adana 2. Amatör kümede sampiyonluk mücadelesi veren Futbol takımı oyuncularının tamamının oruç tuttuklarını, oyunculara iftar verelim, sponsor bulabilirmisin abi dedi.

Aklıma ilk önce ismini vermek istemediğim AK Parti Merkez ilçelerinden birisinin ilçe başkanı ve kadın kolları başkanına WhatsApp’tan kendimi tanıttım, eğer hayırsever bir vatandaş iftar yemeği vermek için kendilerine gelirlerse yardımcı olmalarını talep ettim.

Her ikiside yazdıklarımı görmelerine rağmen tenezzül edip cevap bile vermediler.

Bir gün sonra CHP ilçe belediye başkanına aynı mesajı gönderdim. Yarım saat içerisinde döndüler ilgileneceklerini söylediler.

Sanırım AK Parti’nin Adana, Antalya, Ankara ve İstanbul’u neden kaybettiklerini anlamak için siyasetçi olmaya gerek yok.

Bu saatten sonra anlamanın sızlamanın bir anlamı yok.

Hemen teşkilatların en alt kademesinden başlayarak parti en üst yönetimine kadar herkes gözden geçirilir, müteahhit değil mücahid olanları, makam mevki için değil dava için siyaset yapacaklarla devam edilirse yeniden eski güce kavuşulur.

Yarın çok geç olabilir,

Benden duyurması…