Ederinden fazla değer soytarıyı kral eder!
Ederinden fazla değer soytarıyı kral eder!
Değer ağırdır. Taşıyabileceğinden emin olduğumuz kişilere vermeliyiz. Üç kuruşluk insana beş kuruşluk değer verirsen, aradaki iki kuruş senden gider derler…
Her tohum her toprakta ve her iklimde yetişmez. Tohum, kendisine uygun olan toprakta ve iklimde yetişebilir.
Günün birinde, bir adamın gözleri rahatsız olduğundan baytara gitmiş demiş ki, bana bir ilaç ver gözlerime süreyim. Baytar, hayvanlara yaptığı bir ilacı adam için de hazırlayarak ona vermiş. Adam bu ilacı gözlerine sürmüş ve kör olmuş.
Kıssadan hisse şudur ki; gideceğin doğru yeri bil. İsteyeceğin şeyi kimden isteyeceğini de bil.
Hasır dokuyucu hasır dokumasını bilir, onu ipek tezgahına gönderme.
Herkes kendi aklınca, idrakınca anlar karşındakini. Her lafa, söze itimat ederek, hemen aklını vermemek gerek. Değerlendirip öyle karar verilmeli. Ancak bunu yapabilmen için, idrakın genişlemiş olmalı, anlayabiliyor olmalısın. İlim yolunda yol alıyor olmalısın. Sezgilerin en büyük yardımcındır.
Ve unutma; “Alim, cahili hemen tanır çünkü öncesinde o da cahildi. Cahil, alimi tanımaz çünkü öncesinde alim değildi.” (Hz.Ali)
Bir insana değer vermek, özen göstermek, onun kıymetini bilmek de bir kültürdür. Bunun bir eğitimi yoktur, kitaplarda da yazmaz zaten. Bunun yolu insan olmaktan geçer.
İnsan karşısındakine gördüğü değerin aynısını verdiği takdirde mutsuz olmaz. Bize gördüğü değerin aynısını vermeyen, bizi ikinci plana atabilen insanlara gereğinden fazla değer vermek bizi sadece yorar.
Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme! diyor herkes. Değer verirken hesap yapmıyorum ki; sen bu kadar edersin, etmezsin diye! Yine olsam neyim varsa veririm , üzülürüm biraz ama geçer. Değmiyorsa bu benim ayıbım değil onların vefasızlığıdır.