Tencere tava hep aynı hava!
Tencere tava hep aynı hava!
Konu Melih Bulu değil.
Konu rektör seçimi değil.
Konu Boğaziçi de değil.
Konu başka. “Kıyasıya bir savaştı bu, Haç’la Hilâl’in, Batı’yla Doğu’nun, iman’la inkâr’ın savaşı…” (Cemil Meriç)
Zillet ittifakını görmek için meclise degil, Bogazicine bakın hepsi orda toplandı. CHP, Deva, Ali Babacan, Fatih Altaylı’nın karısı, Can Dündar, Emre Uslu, Bilimum kacak fetöcüler, Dhkp-c, PKK, Mlkp, eli viskili nişantaşı sosyetesi ve diğerleri.
Muhalefet hâlâ, 70’lerin, 80’lerin kafasıyla iktidara geleceğini sanıyor. Türkiye sosyolojisi, kıçının düşkünü 30-40 tipin peşine takılanlara iktidara verecek bir şuursuzlukta değildir.
Bilim, çoğulculuk, demokrasi diye reklam yaptılar ama başından beri “sen köyden vur biz şehirden” diye PKK marşları söyleyip saldırmadık yer bırakmadılar. Şimdi işi ablukaya, işgale ve insanları rehin almaya kadar vardılar. Bu mu bilim?
Gönül isterdi ki bugün Boğaziçi üniversitesi’nde; “Aşı çalışmaları ve teknolojik ürünlerde yenilikçi adımlar” gibi konular tartışılsın.
Birileri kendi dertlerini öğrencilere pazarlıyor. Gençler pazarlanan derdi kendi dertleri zannediyor. Hocalarının derdi CIA emriyle sokakları karıştırmak. Doğru soru şu? Dert kimin derdi?
Teşbihte hata olmasın, her zaman şunu derim;
Rabbimizin yamulttuklarını biz doğrultamayız…
Musa’ larda yalnız değil.
Hülasa azizim;
“Ana var yiğit doğurur oymağı Devlet eder
Ana var “it” doğurur Devlete dert eder”
Selam ve dua ile…